[ChatlaK] Sitenin ÇatLağı
Mesaj Sayısı : 794 Yaş : 35 Location : yErİn dİbİ Tuttuğunuz Takım? : Ruh Halin? : Kayıt tarihi : 27/09/07
Kişi sayfası Başarı Puanı: (0/0) Seviye: (0/0) Güçlülük: (0/0)
| Konu: SeN GiDeRKeN... Cuma Kas. 16, 2007 9:54 am | |
| Senin geldiğin yollarda çoktan gece oldu şimdi. Sahi yollar neden bu kadar karanlık?‘Gitmek’ diyordun …Gitmek karanlığa girmek değil mi? Bir kez kalanlardan olmuşken, yaralar açılmışken ve kalmanın acısını kimseye vermek istemezken …Sen! Düş yollara , ardına bakma ve git… Aldırma arkanda kalana. Ben alışığım kalmalara. Yol ne anlatır sana, sürgünlüğün nereyedir,bir fener aydınlık olur mu yoluna bilmem. Kalbimi çiğnesen de , çıkarken kapıdan. ‘Acıyor’ demem.Kalbini kendi açan, söylemez kanayan yanlarını. Ve ‘gitme’ demez, fikrinde yollar olana. Gözlerimden akanı, kalbimde kanayanı gizleyerek başladığım bir serüvendir yaşadığım. Ellerime sinmiş kokun, elbet geçer zamanın arsızlığıyla . Yerlerine yerleştirdi mi hatıraları, yalnız öğrenmek kalır yaşamayı. Altı üstü nefes alıp vermek değil mi yaşamak dediğimiz … Sevdanın karası ,her gece yarısı çöküyor gözlerime. Alıp gittiklerin kadar, geride bıraktıkların var. Hüzünlü şarkılar, ucu sivri mısralar, hoyrat esen rüzgar, ince yağan yağmur, sahipsiz yıldızlar,ışıksız bakışlar, yabancı suretler…Kalanlardan yalnız bir kaçı. Kalanları toplarken görüyorum ‘a(yn) / ş(in) / k(af) ’ ın dağıldığını . ‘ayn’ la başlattığım ‘şın’ ı emanetim, ‘kaf’ a olmazsa ve ‘Aşk’ diyerek toplanmazsa kelimelerim…Kalanların, yüz karası olayım. Gideni vicdanı, kalanı hüznü,sürgün eder özlem dolu bir yazgıya. Aynı yazgı için, ayrı cümleler kuruyoruz ,aynı güne uyandığımız yabancı pencerelerden. Bütün kalanların mahzun olduğunu fark ettim. Sonbaharı sevdiğini ve ağlamak için yağmurları beklediğini. Gidenlerin hali nedir bilmiyorum. Yalnız giderken arkalarına bakanların, döndüklerini gördüm geriye. Ve döndüklerinde onların da mahzunlaştığını…Başka kollarda mahzun bıraktıklarına bakarken. Kendi yazdığımız yazgının kelimeleri özlem diye tütüyor. Yalnız ‘umut’ ayakta tutuyor insanı. Çok sevdiğim hoyrat rüzgarın kokusu, belirsizliğin kıskacında bir bekleyişe sürüklüyor. Beklemek sancısı içimde sessizce inleyen bir sahipsizlikle, açıyor kanayan yaraları. ‘Kanadı kırık kuş merhamet istiyor’(*). İçimde düğüm düğüm oluyor yalnızlık.Yaralar kanamaya başladığında umut yüz üstü düşüyor. Sonra ayağa kalkıyor umut. Kırılmış kanatlara merhem oluyor. Şimdi gidene söylemediğin iki kelime takılmışken boğazıma ,susmakla bağırmak arasında…Sessizliktir tercihim *SeZai KaRaKoÇ | |
|